Saman fiyatlarında adeta devalüasyon yaşanıyor. Geçtiğimiz sene kilosu 15-20 kuruş olan saman balyası, bu sene üretimin düşmesi ile 50-60 kuruşları gördü. Artan fiyatlar yüzünden üreticiler, mağdur olduklarını belirtti. 

Artan girdi fiyatları karşısında üreticilerin çaresiz kaldığını belirten Burdur İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kamil Özcan, “ Yetiştiricimiz çaresiz, sütünü, etini ve düvesini  değerinde satamayan yetiştiricimiz, artan fiyatlar karşısında hayvancılığı zararına yapar hale gelmiştir. Sıfır ve düşük faizli kredi verilen her dönemin sonunda yaşanan tekrar etti. Geçtiğimiz ekim döneminin verimsizliği de sebep gösterilerek, kaba yem piyasasının temel taşı saman fiyatları, geçtiğimiz yıla göre ikiye katlandı. Süt ve et fiyatlarında yükselme olmamasına rağmen, artan saman fiyatları üreticimizin belini bükmüştür.

Yetiştiricimizin en ucuz kaba yem olarak tercih ettiği saman, ortalama bir süt sığırı için günlük tüketim miktarı 3 kg. civarındadır. Kesif yem ve saman haricindeki kaba yem çeşitlerinin fiyatları zaten yüksek iken, saman fiyatlarının da aşırı yükselmesi üreticinin birim başına süt maliyetini yükseltmiştir.

Yaşanan bu artışlardan sonra Ülkemiz hayvancılığında alternatif kaba yem arayışları ve çözümleri önerilmelidir. Saman üreticinin fiyat yönünden tercih ettiği bir kaba yem olmasıyla birlikte besleyici değeri en az kaba yemdir. Saman fiyatlarının artışı karşısında üreticimize alternatif ve daha besleyici kaba yemler öneriyoruz. Tabi bizim önermemiz yeterli olmaz devlet bu işe el atmalı, alternatif kaba yem tohumları üretilmeli ve ekimi desteklenmelidir. Yaşanan bir sıkıntıdan belki daha verimli ve besleyici kaba yemlere geçilerek bir gelişim sağlanabilir.

Bu sene başlayan uygulama ile Türkiye genelinde süt fiyatı tek merkezden belirlenmeye başladı. Süt fiyatlarının tek merkezden belirlenmesinin yanlışlığı bir yana, fiyat belirlenirken birim maliyetinin düşünülmemesi, üreticiyi düşünmeden fiyatlandırma yapıldığının göstergesidir. Süt fiyatı belirlenirken üretici unutulmamalıdır. Süt-yem paritesi gözetilerek fiyat belirlenmelidir. Maliyet sürekli artarken, süt fiyatı aynı seyretmemelidir. Üretim ekonominin temelidir. Yetiştirici sütünü, etini üretemez hale gelirse bundan hepimiz zarar görürüz.

Kırmızı et fiyatı yükselince devlet nasıl müdahale edip kırmızı et ithal ediyorsa, bu piyasaya da aynı şekilde müdahale edebilir. Yem bitkisi üretimi desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Hayvancılık piyasası ile ilgili denetim mekanizması oluşturulup ve fırsatçılık engellenebilir.

Üretici kazanamıyorken, maliyetleri kazancının üstüne çıkmışken, hayvancılığın gelişmesini kimse beklememeli. Sektörün kredilerle dışardan girişe, ithal et ve canlı hayvana değil, sektörün içinde var olan üreticilerinin korunmasına ve desteklenmesine ihtiyacı vardır” dedi.